Üretilen ürünler depoda yer kalmadığı için üretim içerisinde orada burada duruyor, depodan yer açmak için depodaki malzemeler dışarı önce üstü kapalı yerlere daha sonra da bulunan boşluğa taşınıyor. Gereksiz oradan oraya taşıma esnasında ve uygunsuz yerlerde bulundukları için zaman zaman transpalet ya da forklift çarpıyor. Bozulan koliler yeni kolilerle değiştiriliyor. Yani israfın haddi hesabı yok.
Depoyu dolduran ise deponun arka tarafında bulunan ulaşılamadığı için hareket de ettirilemeyen, yıllardır orada duran eski satılmayan ürünler, bütün rafların en üstü ise yapıldıktan sonra fikir değiştirilerek farklı baskıyla yaptırılan ama bir daha kullanılamayacağı halde biz buna para verdik diyerek atılmayan karton kolilerden oluşuyor. Eski ürünlerin de zaten satılma ihtimali yok çünkü ömürlü ürünler ama patron korkusundan şimdiye kadar atılmamış, üzerinden yıllar geçmiş. Halen de atılacağı yok o da ayrı bir mesele.
Patrona söylediğimde "Tabi tabi, hemen atın. Hala niye orada duruyor onlar? diyor, büyük ihtimal arkamdan depoya telefon açıp "sallayın" diyor.
Çalışanların ücretleri hiç bir zaman zamanında ödenmiyor ama çalışanlar da alışmışlar bir kaç geriden ücret almaya. İşin normali bu diye düşünüyorlar. Ya da buradan çıksak içeride kalan ücreti alamayız diye de düşünüyor olabilirler.
İçerideki makinaların alet edevatın, elektrik aksamının mostrası çıkmış.
Söz konusu patron daha önce de 2 şirket batırmış. Bunu da batıracağı çok net.
Ama kafamda halen soru işareti var. Bu kadar beceriksiz olduğu halde halen nasıl şirket sahibi olabiliyor? Demek ki benim görmediğim bir üstün özelliği var diye düşünüyorum.
Ben kafamda bu soruyla bir kaç gün geçirmişken adamlarından bir tanesi sormadan cevabı söyledi. Bizim patronun en büyük özelliği cebinde para varsa alır dedi.
Bu kelimelerle söylenince, "Hayda, zorla mı alıyor" dedim saflıkla.
Yok yok, dedi.
Kandırır ikna eder seni, sen kendin verirsin.
Söyledikleri ne kadar doğru bilmiyorum benimki geçmişte kısa bir macera olmuştu. Ama böyleleri de var. Bilin istedim.
NOT: Orayı da batırdı başka bir yer açtı.
Depoyu dolduran ise deponun arka tarafında bulunan ulaşılamadığı için hareket de ettirilemeyen, yıllardır orada duran eski satılmayan ürünler, bütün rafların en üstü ise yapıldıktan sonra fikir değiştirilerek farklı baskıyla yaptırılan ama bir daha kullanılamayacağı halde biz buna para verdik diyerek atılmayan karton kolilerden oluşuyor. Eski ürünlerin de zaten satılma ihtimali yok çünkü ömürlü ürünler ama patron korkusundan şimdiye kadar atılmamış, üzerinden yıllar geçmiş. Halen de atılacağı yok o da ayrı bir mesele.
Patrona söylediğimde "Tabi tabi, hemen atın. Hala niye orada duruyor onlar? diyor, büyük ihtimal arkamdan depoya telefon açıp "sallayın" diyor.
Çalışanların ücretleri hiç bir zaman zamanında ödenmiyor ama çalışanlar da alışmışlar bir kaç geriden ücret almaya. İşin normali bu diye düşünüyorlar. Ya da buradan çıksak içeride kalan ücreti alamayız diye de düşünüyor olabilirler.
İçerideki makinaların alet edevatın, elektrik aksamının mostrası çıkmış.
Söz konusu patron daha önce de 2 şirket batırmış. Bunu da batıracağı çok net.
Ama kafamda halen soru işareti var. Bu kadar beceriksiz olduğu halde halen nasıl şirket sahibi olabiliyor? Demek ki benim görmediğim bir üstün özelliği var diye düşünüyorum.
Ben kafamda bu soruyla bir kaç gün geçirmişken adamlarından bir tanesi sormadan cevabı söyledi. Bizim patronun en büyük özelliği cebinde para varsa alır dedi.
Bu kelimelerle söylenince, "Hayda, zorla mı alıyor" dedim saflıkla.
Yok yok, dedi.
Kandırır ikna eder seni, sen kendin verirsin.
Söyledikleri ne kadar doğru bilmiyorum benimki geçmişte kısa bir macera olmuştu. Ama böyleleri de var. Bilin istedim.
NOT: Orayı da batırdı başka bir yer açtı.